Kitap Adı: Kabuk Adam
Kitap Yazarı: Aslı Erdoğan
Yayınevi: Everest Yayınları
Sayfa Sayısı: 148
Sayfa Sayısı: 148
Bazen insana hiçbir şey hatırlamak kadar acı veremez, özellikle de mutluluğu hatırlamak kadar. Unutamamak. Belleğin kaçınılmaz intikamı.
Herhangi bir iz taşınıyorsa eğer, bu bir zamanlar bir yara açıldığındandır.
Kurgu öyle enteresan ki, gerçek hayattan bir hikaye miydi, yoksa bir masalın bugüne uyarlanması mıydı; içimde kalan sorulardan biri oldu bu. Başkaları için olmayabilir; ama benim için tokat gibi bir kitap.
Yaklaşık iki yıldır Avrupa’nın en ünlü nükleer fizik laboratuarlarından birinde çalışan bir kadının hikayesini, kendi ağzından dinliyoruz.
Genç yaşta, bir kadın olarak böyle bir laboratuara kabul edilmiş, süper entelektüel bir ortamda bulunan, bale ile uğraşmış, edebiyat dergilerinde öyküleri yayımlanmış, akademik olarak birçok ödül kazanmış bir süper zeka…
Ama o kendisini şöyle tanıtıyor bize;
Oysa gerçekte ben, bunalımdan bir türlü kurtulamayan, hiçbir düşünceye inanca ya da insana bağlanamayan, sürekli huzursuz, karamsar ve yalnız biriydim…. Hepsinden önemlisi ölüme hazırlanan yaşlı bir kadın kadar umutsuz ve kırgındım.
Herhangi bir iz taşınıyorsa eğer, bu bir zamanlar bir yara açıldığındandır.
Kurgu öyle enteresan ki, gerçek hayattan bir hikaye miydi, yoksa bir masalın bugüne uyarlanması mıydı; içimde kalan sorulardan biri oldu bu. Başkaları için olmayabilir; ama benim için tokat gibi bir kitap.
Yaklaşık iki yıldır Avrupa’nın en ünlü nükleer fizik laboratuarlarından birinde çalışan bir kadının hikayesini, kendi ağzından dinliyoruz.
Genç yaşta, bir kadın olarak böyle bir laboratuara kabul edilmiş, süper entelektüel bir ortamda bulunan, bale ile uğraşmış, edebiyat dergilerinde öyküleri yayımlanmış, akademik olarak birçok ödül kazanmış bir süper zeka…
Ama o kendisini şöyle tanıtıyor bize;
Oysa gerçekte ben, bunalımdan bir türlü kurtulamayan, hiçbir düşünceye inanca ya da insana bağlanamayan, sürekli huzursuz, karamsar ve yalnız biriydim…. Hepsinden önemlisi ölüme hazırlanan yaşlı bir kadın kadar umutsuz ve kırgındım.
Kendisinden ve aslında ‘yüce bir gönüllülükle’ o ortamda çalışmaya kabul edilen herkesten istenilen şeyin; hastalanmadan, üzülmeden, aşık olmadan, hiç teklemeyen bir jet motoru gibi çalışmak, çalışmak, çalışmak olduğunu anlatıyor.
Dışarıdan bakılınca, özenilen bir statüde olduğu düşünülen insanların, benliklerini bile gözden çıkardıklarını; tüm laboratuarda gözü dönmüş bir hırs, yalnızlık, paranoya, depresyon, cinsel doyumsuzluk ve yaygın bir alkol bağımlılığının mevcut olduğu okuyoruz.
Olaylar; Karayiplerde St. Croix adasında, Nato tarafından finanse edilen bir yaz okuluna gitmesiyle başlıyor. Biraz dinlenmeyi, denize girmeyi, Karayiplerin büyüleyici kumsallarında vakit geçirmeyi hayal ederken, karşılaştığı şey günde en az 8 saatlik seminerlere katılmak ve kalan zaman diliminde gölgede otuz beş derecede okyanus kıyısına fizik problemleri çözen, fizikten başka hiçbir şey düşünmeyen, konuşmayan insanların arasında sıkışıp kalmak oluyor. Taa ki Tony ile karşılaşana kadar.
Ansızın gördüm onu, havuza giden dar, beton yolda, palmiyelerin gölgesinde karşılaştık. Elinde iki büyük deniz kabuğu taşıyan, kısa boylu, zayıf, çıplak ayaklı bir yerli. Gözlerini hiç ayırmadan bana bakıyordu.
…
Adını sordum.
Tony. Bana kabuk adam Tony derler; ya da Tony, Kabuk Adam.
…
Sen hayatım boyunca benimle konuşan ilk beyaz kadınsın. Deniz kabuğu falan alırken konuşurlar elbette ama hiç benimle ilgili soru sormazlar.
O kadar doğal, öyle güzel konuşmalar var ki Tony ile kadının arasında… Aşkın nasıl çocukça bir içgüdü ile birbirinden apayrı iki insanı bir araya getirdiğini, fark ettirmeden, yavaş yavaş boşluklara sızıp kemikleştiğini anlatıyor.
Ben senin gibi güzel değilim.
…
Gerçekten de çirkindi, boyu aşırı kısaydı benden bile kısa ve kaburga kemikleri meydana çıkacak denli zayıftı. Yüzü inanılmaz derecede çirkin, çirkinden de öte korkunçtu. Kırık dişlerle dolu ürkütücü bir yarayı andıran ağzıydı bunun nedeni ve çenesindeki anlayamadığım tuhaflık.
...
Belki de dedim, tam gözbebeklerine bakarak, kadınları korkutuyorsundur.
…
Ama dedi birdenbire, bir kitabın kapağına bakarak içindekileri anlayamazsın….
Kitap Puanım : 5/5
Çok güzel!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder