Kitap Adı: Amok Koşucusu
Kitap Yazarı: Stefan Zweig
Yayınevi: Can
Sayfa Sayısı: 196
Sayfa Sayısı: 196
Napoli Liman'ından Oceania’ya yolculuk eden bir gemide gerçekleşen
olaylar gündeme ağır bir şekilde oturmuştur. Kitap bu olaydan önce gemide
yolculuk yapan birinin yaşadıklarını anlatmasıyla aktarılır. Gemideki yolcu
kabininde durmaktan sıkılıp geminin gizli ve insanların göz önünde bulunmayan
bir kısmını keşfeder bu yolcu. Yıldızları izlemeye başlar ve tam gecenin
büyüleyici güzelliğine kapıldığı esnada orada tek olmadığını fark eder. Başka
bir adam daha önceden keşfetmiştir orayı. İkisinin arasında o gece koyu bir
sohbet ve arkadaşlık başlar. Güvertedeki adam korkunç bir yüze sahiptir ve
kekeleyerek konuşur. Buna rağmen bu adam yaşadıklarını ve içinde kalan sırları
bu gemide tanıdığı yabancıya anlatmak ister. Bu korkunç yüzlü adam aslında
doktordur. Avrupalılara insanlık ve uygarlık misyoneri olma hayali varken hayat
onu bu fikirlerinden uzaklaştırır. Küçük bir kasabada doktorluk yaptığı esnada
bir kadın onunla konuşmaya gelir. Zengin ve asil bir kadındır ve tüm çevre
tarafından tanınır. Kadın doktora, kocasından olmayan bir bebeği karnında
taşıdığını ve bu bebeği kimse duymadan almasını ister. Doktor yasal olmadığını
söyleyerek kabul etmez. Kadın çok dil döker ama nafile. Bunun üzerine odadan
çıkarak doktora sert bir şekilde bağırır ve ona ihtiyacı olmadığını gururlu ve
kendinden emin bir biçimde söyler. Doktor onun bu tavrına çok kızsa da bir
kadının boyun eğmeyişliğini görür ve içinde ilk defa bir kadına karşı böyle
belirsiz duygular hisseder. O diğer kadınlardan gerçekten çok farklıdır. Kadın
kapıyı çarpıp çıktıktan sonra peşinden koşup onu yakalamaya çalışır. Ancak onu
elinden kaçırır. Ona yardım etmediği için kendini çok suçlu hisseder. Günlerce
her yerde arar ve inanılmaz derecede kimseye benzemeyen ve tüm kadınlardan
farklı olan bu asil bayana gitgide aşık olur. En sonunda şehir dışında olduğunu
öğrenir ve yanına gider. Doktor ona yardım etmek istediğini ve o bebekten
kurtulması için elinden geleni yapacağını söylese de kadın kabul etmez. Doktora
güvenmez ve bu sırrı açığa çıkaracağını düşünerek itibarının zedelenmesini
istemez. Doktor ise çılgınlar gibi yardım etme arzusundan vazgeçmez. Şehirde
kalmaya ve oraya tayin istemeye karar verir. Böylece onun her daim yanında
olacak ve koruyacaktır. Amacı ona yakın olmak, sırrını kimseye söylemeyeceğine
inandırmaktır.
Kadın ona güvenmediği için ucuz ve kötü şartlarda olan bir yere bebeğini aldırmak üzere gider. Ancak burada enfeksiyon kapar ve çok kan kaybeder. Bunu duyan doktor koşarak yanına gittiğinde o hayata gözlerini yummak üzeredir. Doktordan sırrını saklamasını ve kimsenin öğrenmemesi için elinden geleni yapmasını ister ve vefat eder.
Kocası bu muamma ölümden şüphelenir ve cesedi otopsi incelemesi için gemiyle Avrupa’ya göndermeye karar verir. Doktor ise o sırrı korumak adına mesleğini, parasını, her şeyini geride bırakır. O gemiye binip tabuttaki kadının cesedini otopsiye gitmeden kaçıracaktır. Kendini bu yaptıklarından dolayı Amok Koşucusuna benzetir. Zamanında bir adam çılgın bir biçimde koşmaya başlar ve önüne gelen her şeyi herkesi hançerden geçirir. Ağzı köpüklü, çılgınca ve amaçsızca koşar, koşar, koşar ve önüne geçen herkesi öldürür. O yüzden o şehrin insanları ona deli anlamına gelen 'Amok’adını verirler. Amok Koşucusu adını buradan bu olay ile alır. Doktorda tıpkı Amok gibi çılgınca bu kadının peşinden koşar. Ertesi gece gemide bu olay duyulur. Bir tabutun kaçırılmaya çalışılırken denizin dibine çakıldığını, tabutla beraber çalanında denize düştüğü söylenir. Şüphesiz bu tabutla beraber denizin dibine düşen adam Amok koşucusundan başkası değildir.
Kocası bu muamma ölümden şüphelenir ve cesedi otopsi incelemesi için gemiyle Avrupa’ya göndermeye karar verir. Doktor ise o sırrı korumak adına mesleğini, parasını, her şeyini geride bırakır. O gemiye binip tabuttaki kadının cesedini otopsiye gitmeden kaçıracaktır. Kendini bu yaptıklarından dolayı Amok Koşucusuna benzetir. Zamanında bir adam çılgın bir biçimde koşmaya başlar ve önüne gelen her şeyi herkesi hançerden geçirir. Ağzı köpüklü, çılgınca ve amaçsızca koşar, koşar, koşar ve önüne geçen herkesi öldürür. O yüzden o şehrin insanları ona deli anlamına gelen 'Amok’adını verirler. Amok Koşucusu adını buradan bu olay ile alır. Doktorda tıpkı Amok gibi çılgınca bu kadının peşinden koşar. Ertesi gece gemide bu olay duyulur. Bir tabutun kaçırılmaya çalışılırken denizin dibine çakıldığını, tabutla beraber çalanında denize düştüğü söylenir. Şüphesiz bu tabutla beraber denizin dibine düşen adam Amok koşucusundan başkası değildir.
Kitap Puanım : 5/5
Çok güzel!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder