Kitap Adı: Beni Asla Bırakma
Özgün Adı: Never Let Me Go
Kitap Yazarı: Kazuo Ishiguro
Çeviren: Mine Haydaroğlu
Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları
Sayfa Sayısı: 272
Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları
Sayfa Sayısı: 272
Kitabın başlarında sayfalar boyunca, mükemmel bir yatılı okulda büyüyen üç gencin ilişkileri anlatılır ama kocaman bir belirsizlik hakimdir her şeye, anlamlandıramazsınız, merak sizi çepeçevre sarar. Bu belirsizlik Ishiguro’nun gerilimli diliyle birleştiğinde yazarın tekniğine hayran kalırsınız. Belirsizlik, bıkkınlık, hayal kırıklığı ve gerilim nasıl olur da insanı sarar demeyin. Eğer söz konusu yazar Ishiguro ise sarar. Beni Asla Bırakma konusu itibariyle sömürüye açık olmasına rağmen hiç duygu sömürüsüne yer vermez, hatta zaman zaman Uzakdoğu kültürünün mesafeli ve soğukkanlı izleri hissedilir derecede sade bir dille yazılmıştır. Duygusal iniş çıkışlar yoktur, bütün hikâye gündelik detaylar üzerine kurulup eksiksizce ilerler.
Seçilmiş özel öğrencilerin okuduğu bir yatılı okul: Hailsham. Öyle bizim bildiğimiz yatılı okullardan değil. Sanat eğitimi ağırlıklı olmak üzere mükemmel bir eğitim veren ve insan sağlığını ön planda tutan, temiz ve disiplinli bir yatılı okul… Tuhaf olan öğrencilerin, bu okuldan başka hayatlarının hiç olmaması. Tatillerde veya hafta sonlarında gidecek bir evlerinin ve ailelerinin olmaması. Hatta hiç akrabalarının olmaması. Dış dünyadan bütünüyle kopukturlar. Öğrencilere sürekli özel oldukları ve kendilerine çok iyi bakmaları gerektiği dikte edilir. Sanatın içimizdeki gerçek kişiliğimizi ortaya çıkardığı inancıyla eğitilirler. Ve bu yatılı okulda okuyan üç iyi arkadaşa: Kathy, Tommy ve Ruth a odaklanmaya başlar roman. Hailsham’daki tüm farklı öğrenciler gibi bu üç arkadaş da kendi varoluşlarını tam olarak çözememiş durumdadırlar. Ne olduklarını, ne amaçla bu dünyada olduklarını (kitabın sırrını ele vermemek için inatla söylemiyorum), okul bitip de dış dünyaya gittiklerinde onları nelerin beklediğini sürekli anlatıyorlar öğretmenler okulda. Ortada bir yalan, bir kandırmaca yok. Fakat hiç biri tüm bu özelliklerin neden kendilerinde olduğuna, bu bilgilerin bir arada neye işaret ettiğine vakıf değiller.
Seçilmiş özel öğrencilerin okuduğu bir yatılı okul: Hailsham. Öyle bizim bildiğimiz yatılı okullardan değil. Sanat eğitimi ağırlıklı olmak üzere mükemmel bir eğitim veren ve insan sağlığını ön planda tutan, temiz ve disiplinli bir yatılı okul… Tuhaf olan öğrencilerin, bu okuldan başka hayatlarının hiç olmaması. Tatillerde veya hafta sonlarında gidecek bir evlerinin ve ailelerinin olmaması. Hatta hiç akrabalarının olmaması. Dış dünyadan bütünüyle kopukturlar. Öğrencilere sürekli özel oldukları ve kendilerine çok iyi bakmaları gerektiği dikte edilir. Sanatın içimizdeki gerçek kişiliğimizi ortaya çıkardığı inancıyla eğitilirler. Ve bu yatılı okulda okuyan üç iyi arkadaşa: Kathy, Tommy ve Ruth a odaklanmaya başlar roman. Hailsham’daki tüm farklı öğrenciler gibi bu üç arkadaş da kendi varoluşlarını tam olarak çözememiş durumdadırlar. Ne olduklarını, ne amaçla bu dünyada olduklarını (kitabın sırrını ele vermemek için inatla söylemiyorum), okul bitip de dış dünyaya gittiklerinde onları nelerin beklediğini sürekli anlatıyorlar öğretmenler okulda. Ortada bir yalan, bir kandırmaca yok. Fakat hiç biri tüm bu özelliklerin neden kendilerinde olduğuna, bu bilgilerin bir arada neye işaret ettiğine vakıf değiller.
Ve yıllar sonra bir kadının gözlerinden dalarsınız içeriye…
Geçmişiyle birlikte hayatını okursunuz..
Onun iç konuşmalarıyla... Onun dünyaya bakış açısıyla… Onun bilinç akışıyla…
Kathy artık otuzbir yaşındadır ve bakıcılık yapıyordur. Yatılı okulda birlikte büyüdüğü en yakın iki arkadaşının yeniden hayatına girmesi üzerine, bütün geçmişiyle yüzleşmeye başlar. Çünkü anlamaya ihtiyacı var. Onları özel kılan şeyin ne olduğunu anlamaya ihtiyacı var. Ve bundan sonra hayatlarının nasıl şekilleneceğini bulmaya ihtiyacı var. Gizliden şu soruyu da sorar Kathy herkese: "Sanat ve Aşk, zamanı durdurabilir mi?"
Sakince hüznü yerleştirir içimize Kazuo...
Usulca biter hayat...
Geçip giden zamanı ve ne kadar az zamanımız kaldığını hissederiz.
İçimize hiç çıkmamacasına yerleştirilmiş bir soru ile kalıveririz ortada: "İnsan nedir ki?"
Yani Beni Asla Bırakma konusu itibariyle, insana dair en temel sorunun ve güçlü bir dramın; insanın hayatına ve varoluşuna bir anlam verme/bulma çabasının peşinden gider.
Geçmişiyle birlikte hayatını okursunuz..
Onun iç konuşmalarıyla... Onun dünyaya bakış açısıyla… Onun bilinç akışıyla…
Kathy artık otuzbir yaşındadır ve bakıcılık yapıyordur. Yatılı okulda birlikte büyüdüğü en yakın iki arkadaşının yeniden hayatına girmesi üzerine, bütün geçmişiyle yüzleşmeye başlar. Çünkü anlamaya ihtiyacı var. Onları özel kılan şeyin ne olduğunu anlamaya ihtiyacı var. Ve bundan sonra hayatlarının nasıl şekilleneceğini bulmaya ihtiyacı var. Gizliden şu soruyu da sorar Kathy herkese: "Sanat ve Aşk, zamanı durdurabilir mi?"
Sakince hüznü yerleştirir içimize Kazuo...
Usulca biter hayat...
Geçip giden zamanı ve ne kadar az zamanımız kaldığını hissederiz.
İçimize hiç çıkmamacasına yerleştirilmiş bir soru ile kalıveririz ortada: "İnsan nedir ki?"
Yani Beni Asla Bırakma konusu itibariyle, insana dair en temel sorunun ve güçlü bir dramın; insanın hayatına ve varoluşuna bir anlam verme/bulma çabasının peşinden gider.
Kitap Puanım : 5/5
Çok güzel!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder